Alaaddinbey Mah. Ayfatma Cd. Cengizhan Residans B Blok Kat:3 D:17
Nilüfer/Bursa/Türkiye
+90 506 867 59 39
info@susol.com.trSUSOL Enerji, enerji sektöründe Risk Analizi hizmetleriyle projelerinizin güvenliğini ve başarısını ön planda tutuyor. Yatırımlarınızın her aşamasında potansiyel riskleri belirleyerek, işletmenizin kayıplarını en aza indiriyoruz. Uzman ekibimiz, teknik ve finansal unsurları detaylı bir şekilde değerlendirip, projeleriniz için kapsamlı raporlar sunuyor. Enerji projelerinizde öngörülebilirlik ve kontrol sağlamak adına profesyonel çözümler üretiyoruz.
Risk Analizi hizmetlerimizle SUSOL Enerji, yenilenebilir enerji projelerinden güç santrallerine kadar geniş bir yelpazede destek sağlıyor. Olası teknik aksaklıklar, çevresel faktörler ve mali belirsizlikler gibi riskleri titizlikle inceliyoruz. İşletmenizin ihtiyaçlarına özel stratejiler geliştirerek, projelerinizin sürdürülebilirliğini ve verimliliğini artırıyoruz. Enerji yatırımlarınızda güvenilir bir yol haritası için bize hemen ulaşın!
Enerji sektöründe risk yönetimi, projelerin uzun vadeli başarısı için kritik bir öneme sahiptir. SUSOL Enerji, detaylı analizlerle risk faktörlerini ortaya koyarak, işletmenizin karar alma süreçlerini kolaylaştırıyor. Teknik ekiplerimiz, saha koşullarından ekipman performansına kadar her detayı değerlendiriyor. Projelerinizde güvenliği ve etkinliği artırmak için bizimle çalışabilirsiniz. Daha fazla bilgi almak için hemen iletişime geçin!
SUSOL Enerji, enerji projelerinizde olası tehditleri önceden tespit ederek, size özel çözümler sunuyor. Risklerinizi yönetmek ve yatırımlarınızı korumak için proaktif bir yaklaşım benimsiyoruz. Teknik uzmanlığımızla, projelerinizin her aşamasında yanınızdayız. Enerji sektöründe emin adımlarla ilerlemek ve kayıpları önlemek için bize hemen ulaşın!
Enerji yatırımlarınızda belirsizlikleri ortadan kaldırmak istiyorsanız, SUSOL Enerji sizin için burada. Projelerinizin potansiyel zorluklarını analiz ederek, etkili önlemler geliştiriyoruz. İşletmenizin hedeflerine ulaşmasını sağlarken, riskleri minimuma indiriyoruz. Enerji sektöründe güvenilir bir ortakla ilerlemek ve projelerinizi sağlam temeller üzerine inşa etmek için bizimle iletişime geçin!
Risk analizi, bir işletmenin faaliyetleri sırasında ortaya çıkabilecek olası tehlikeleri belirleyen ve bu tehlikelerin yol açabileceği olumsuzlukları inceleyen bir süreçtir. Bu yöntemle, beklenen ya da muhtemel riskler için önleyici adımlar atılması ve koruma yöntemlerinin düzenli bir şekilde oluşturulması sağlanır. Böylece çalışanların sağlığını riske atan unsurlar en aza indirgenir.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 4. maddesi, işverenin çalışanların iş kaynaklı sağlık ve güvenliklerini koruma sorumluluğunu açıkça ortaya koyar. Bu kapsamda işveren; mesleki riskleri önlemek, eğitim ve bilgilendirme gibi gerekli tüm önlemleri almak, organizasyonu düzenlemek, uygun araç-gereçleri temin etmek, sağlık ve güvenlik önlemlerini değişen koşullara uyarlamak ve mevcut durumu geliştirmekle yükümlüdür. Ayrıca iş yerinde alınan önlemlerin uygulanmasını takip eder, denetler Ascertainable denetler ve eksikliklerin giderilmesini sağlar. Bunun yanı sıra risk değerlendirmesi yapar ya da yaptırır. Bu doğrultuda, Türkiye’de faaliyet gösteren tüm işverenler risk analizi yapmak zorundadır.
Risk, bir durumun ya da olayın içinde barındırdığı zarar, kayıp, tehlike ya da hasar potansiyeli taşıyan belirsizliktir. Bu kavram, tehlikelerden doğabilecek ve olumsuz sonuçlara yol açabilecek olasılıkları ifade eder. Bir risk gerçekleştiğinde mutlaka bir zarar meydana gelir. Risk ve tehlike kavramları sıkça karıştırılsa da birbirinden farklı anlamlar taşır.
İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG), iş yerinde mevcut olan ya da dışarıdan gelebilecek, çalışanları ve işletmeyi etkileyebilecek zarar potansiyelini tehlike olarak tanımlar. Örneğin, bir merdivenin üzerinde çalışmak bir tehlikedir; bu durumda risk ise merdivenden düşme ihtimalidir.
Risk analizi, iş yerlerinde çalışma koşullarından ya da işin yürütülmesinden kaynaklanabilecek olumsuzlukların olasılığını tespit eden bir incelemedir. Bu riskler, farklı sıklık ve şiddette iş kazalarına ya da meslek hastalıklarına neden olabilir. Risk analizi, bu tür olaylara karşı alınacak güvenlik önlemlerini kapsar.
İSG mevzuatına göre, iş yerlerinde tehlike yaratabilecek ya da yaratma potansiyeli olan unsurların ve olumsuz durumların belirlenmesi için risk analizi yapılması zorunludur. İSG Risk Analizi ya da Değerlendirmesi, bu risklerin saptanması, tanımlanması ve neden, sonuç, olasılık ile etki gibi unsurlarının analiz edilmesini amaçlar. Analiz sonucunda risklerin öncelikleri belirlenir ve güvenliği tehdit eden faktörler kabul edilebilir bir düzeye çekilir.
2013’ten itibaren 6331 sayılı Kanun ile tüm işverenler ve şirketler için İSG risk analizi zorunlu hale gelmiştir. Yasal düzenlemeler, çalışma koşullarının iyileştirilmesini zorunlu kılar ve belirsizliklerin, tehlikelerin tespit edilmesini, analizini ve olası etkilerinin değerlendirilmesini sağlar.
Bu süreçten elde edilen bilgilerle, iş yerlerindeki risklerin ve belirsizliklerin tehdit oluşturma olasılığı önlenir. Risklerin tamamen yok edilmesi her zaman mümkün olmasa da etkileri minimuma indirilebilir. Bu yasal zorunluluk, tüm meslek gruplarını ve çalışma alanlarını kapsar.
İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin 6. maddesine göre, risk analizi işverenin oluşturduğu bir ekip tarafından yapılır. Bu ekip şu kişilerden oluşabilir:
İşveren, gerekirse dışarıdan kişi ya da kurumlardan destek alabilir. Çalışmaların koordinasyonu, ekip içinden bir kişi tarafından yönetilebilir.
Tehlike ve risk değerlendirmesi birbirine bağlı kavramlardır. Bu tür çalışmalar, şirketlerin projelerini planlarken olası problemleri öngörmesine ve etkisiz hale getirmesine olanak tanır. Bu nedenle risk analizi, projelerin ilerlemesine önemli katkılar sağlar. İşletmeler, iş yeri güvenliğini geliştirmek için her zaman bu tür çalışmalara ihtiyaç duyabilir. Etkili bir analiz, şirketin geleceğine yönelik doğru kararlar almasını kolaylaştırır.
Şirketler, varlıklarını korumak ve sürdürmek için risk analizine gereksinim duyar. Bu çalışmalar, güvenliği pek çok yönden iyileştirir. Risk yönetiminin şirketlere sağladığı faydalar şunlardır:
Risk analizi, başarıyı olumlu etkileyen faktörleri belirlemenin yanı sıra belirsizliklerin etkisini hesaplamaya ve bilinçli kararlar almaya yardımcı olur.
Risk analizi, kriz yönetiminin temel bir unsurudur. Riskleri doğru tanımlayıp önlem almak, krizleri fırsata çevirebilir. Etkin bir risk analizi için şu adımlar izlenebilir:
Risk algısı toplumlar arasında farklılık gösterebilir. Bu nedenle İSG konusunda bilinçlendirme çalışmaları yapılması, sürecin herkes için anlaşılır ve etkin olmasını sağlar.
Risk analizi süreçleri, belirleme ve planlama aşamalarında dikkatli ve özenli bir yaklaşım gerektirir. Beklenmedik bir durumla karşılaşılması halinde maddi kayıplar, zaman kaybı ve prestij zedelenmesi gibi olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir. Dengeli, uygun ve uzun vadeli bir risk analizi için aşağıdaki noktalara özen gösterilmesini tavsiye ederiz:
Risk yönetimi sürecinde bir strateji belirlemek ve bu stratejiye bağlı kalmak büyük önem taşır. Bu çalışmaların amacı riskleri yok etmek ya da azaltmak için çözümler üretmek olsa da, süreçte yaşanan her olumlu ya da olumsuz deneyimin bir öğrenme fırsatı sunduğu göz ardı edilmemelidir. İsterseniz, risk analizi örneklerini inceleyerek kendi yönteminizi şekillendirebilirsiniz.
Risk analizi teknikleri, nicel (kantitatif) ve nitel (kalitatif) olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Nicel yöntemlerde risk değerleri matematiksel hesaplamalarla belirlenirken, nitel yöntemlerde tehdidin oluşma olasılığı ve etkisi mantıksal yaklaşımlarla değerlendirilerek risk seviyesi saptanır. Risk analizi için çok sayıda yöntem mevcuttur. İş güvenliği alanında yaygın olarak kullanılan yöntemler şunlardır:
Her durumda, risk analizinin gerektirdiği önlemler alınmalı ve zorunluluklar eksiksiz yerine getirilmelidir. İşveren ve çalışanların iş birliği, iş kazalarını, yaralanmaları, maddi kayıpları ve itibar kaybını önlemede etkili bir yol sunar.
İşletmelerin kurulduğu andan itibaren risk değerlendirmesi yapması hem bir zorunluluk hem de yasal bir gerekliliktir. Zamanla ortaya çıkan değişiklikler, değerlendirmenin güncellenmesini gerektirebilir. Bu değişiklikler arasında işletmenin yer değiştirmesi, sahiplik değişimi, yeni bir tehlikenin belirmesi ya da dış kaynaklı durumlar yer alabilir. İş yerinde bir kaza yaşanması veya meslek hastalığı ortaya çıkması durumunda ise değerlendirme mutlaka yenilenmelidir.
Tehlike sınıflarına göre yenileme sıklığı, İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin 12. maddesinde şu şekilde belirtilmiştir: “Risk değerlendirmesi, tehlike sınıfına bağlı olarak çok tehlikeli iş yerlerinde en geç 2 yılda, tehlikeli iş yerlerinde 4 yılda ve az tehlikeli iş yerlerinde 6 yılda bir yenilenir.” Tehlike sınıfı belirlenirken psikolojik, fizyolojik ve diğer tüm olası etkiler dikkate alınır. Risk analizinin geçerlilik süresi bu sınıflara göre 2, 4 veya 6 yıl olarak tanımlanmıştır.
Kurumsal risk yönetimi, farklı büyüklükteki işletmeler için özel yaklaşımlar ve teknikler gerektirir. Bir şirketin iş planı, operasyonel hedefleri ve stratejik vizyonu, risk yönetim stratejisinin temel taşlarını oluşturur. Bu çerçevede, operasyonel, finansal, çevresel ve performansa dayalı risklerin etkin bir şekilde kontrol altına alınması için çalışmalar yapılmalıdır. Risk yönetiminin, şirketin amaçlarıyla bağlantılı olduğu söylenebilir.
Risk yönetimi, en üst düzeyden (örneğin holding) en alt birime kadar uygulanabilen bir süreçtir ve birimler arası koordinasyon gerektirir. Hangi kapsamda yapılırsa yapılsın, temel ilkeler değişmez. SWOT analizi ve rakip değerlendirmeleri, özellikle rekabet risklerini yönetmede şirketlere önemli avantajlar sağlar.
Başarılı bir risk yönetimi stratejisi, sağlam bir sistemin kurulmasına bağlıdır. Bunun için öncelikle proje bazında analizler tamamlanmalı ve risk yönetim planı bu verilere dayandırılmalıdır. Etkili bir plan; risklerin değerlendirilmesi, yönetimi, izlenmesi ve raporlanmasını içermelidir. Ayrıca roller, sorumluluklar, bütçe ve aksiyon planı gibi unsurların eklenmesiyle tam bir yönetim sağlanır. Kapsamlı bir plan, risklere karşı şirket içinde ortak bir zemin oluştururken, kurum içinde birleşik bir dilin gelişmesine de katkıda bulunur.